Zeytin, boylu bir çalı veya 10 metreye kadar boylanabilen, sık dallı, yayvan tepeli, herdem yeşil yapraklı bir ağaçtır. Geniş, kıvrımlı, yamru yumru bir gövdesi vardır. Ağaç yaşlandıkça, düzgün gri renkli gövde kabuğu giderek çatlar. Ağacın tacı (tepesi), yaklaşık olarak artan boy kadar her sene genişler. 
Uzun ömürlü bir ağaçdır, yaklaşık 2000 yıl kadar yaşayabilir. Verimli topraklarda taç açık ve asimetrik, verimsiz topraklarda ise daha yoğun ve yuvarlaktır. Sürgünleri gri renkli, dikensiz ve hemen hemen üç köşelidir. Mızraksı, çok kısa saplı, deri gibi sert yaprakları sürgünlere karşılıklı çiftler halinde dizilmiştir. Yaprakları basit, tam kenarlı ve kenarlar alt yüze doğru hafif kıvrıktır. 
Yaprağın boyu 20–86 mm, genişliği de 5–17 mm’dir. Yaprakların ucunda sivri bir çıkıntı bulunur. Yaprağın üst yüzü koyu gri-yeşil ve tüysüz, alt yüzü mavimsi gümüşi renkte ve beyaz sık ipeksi tüylerle kaplıdır. 
Baharın sonlarına doğru yaprakların koltuğunda seyrek salkımlar halinde açan, küçük beyazımsı-sarı renkli, kokulu çiçekleri vardır. Rüzgârların taşıdığı çiçek tozlarıyla döllenen çiçekler etli ve yağlı meyve verir. Meyve önce yeşil, olgunlaştıktan sonra da parlak siyah bir renk alır. 



ebe
0


DUVARDA SAZIM KALDI

DEFTERDE SÖZÜM.

KAYBETTİM DOSTUMU 
ARAR BENİM İKİ GÖZÜM.

RUHTA BAHARIM AMA 
BEDENDE GÜZÜM.

KAYBEDİNCE SAĞLIĞI 
SANKİ OCAKTA BİR KÖZÜM.

DERTLERE DEVA HASTALARA ŞİFADIR
ADINI DUYUNCA GÜLER YÜZÜM

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞINI AYIRMAM SOFRAMDAN
İŞTE O ZAMAN SAĞLIKLI BİR BEDENDEDİR ÖZÜM.

SEVGİ DOLU BİR YUMUŞAK KALP İSTİYORSAN
ZEYTİNDİR ZEYTİNYAĞIDIR ÇÖZÜM.

KUL RAMAZAN GEZER KAZDAĞLARINI EDREMİT OVALARINI
BİLESİNİZ Kİ ZEYTİN SEVGİSİNİ ANLATMAK  BİR LÜZUM.

DAĞLARINDAN YAĞ OVALARINDAN BAL AKAN 
BU CENNET VATAN BİZİM.


...

0

Zeytinyağı tüketimi artırılmalı…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Üretici ülkeler içinde en az zeytinyağı tüketeni Türkiye” 
-“Kişi başına zeytinyağı tüketimi Türkiye’de 2 litrede kalırken, Tunus, Portekiz, Lübnan ve Suriye’de 8, İtalya ve İspanya’da 14, Yunanistan’da 24 litreyi buluyor” 
-“2012/2013 üretim sezonunda 201 bin tonla rekor seviyeye ulaşan ve 2013/2014 sezonunda 130 bin tona kadar gerileyen zeytinyağı üretimi, 2014 yılında yüzde 45,75 artışla 189 bin 481 tona yükseldi”
-“Pahalı bir gıda maddesi olması, Türkiye’de margarin ve ayçiçek yağı tüketim alışkanlığı bulunması ve tanıtım faaliyetlerinin yetersizliği tüketimin artmasını engelliyor”
-“Bitkisel yağ açığımızın kapatılması bakımından zeytinyağı devreye sokulmalı, iç tüketimin çeşitli tanıtım faaliyetleriyle daha da artırılması sağlanmalıdır”
-“Çiftçi üzerine düşeni yapıp, mevcut ağaç varlığını ve üretimi artırdı. Bunun karşılığında, çiftçinin maliyetlerini düşürecek her türlü tedbir alınmalıdır. İlaç, gübre, elektrik, sulama ve mazot fiyatları düşürülmeli, destekler artırılarak sürdürülmeli”

Ankara - 08.04.2015 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretimini artırdığımız zeytinyağını yeterince tüketemediğimizi belirterek, kişi başı zeytinyağı tüketimimiz başlıca üretici ülkeler arasında en alt düzeyde” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, ülkemizde geçmiş yıllara nazaran kişi başına tüketim 1 litre seviyesinden 2 litre seviyesine çıksa da yeterli olduğunu söylemenin mümkün olmadığını vurguladı. Zeytinyağı üreticisi ülkeler arasında en az zeytinyağının Türkiye’de tüketildiğine ve kişi başına zeytinyağı tüketiminin Yunanistan’da 24, İtalya ve İspanya’da 14, Tunus, Portekiz, Lübnan ve Suriye’de ise 8 litre olduğuna işaret etti. 
Dünyada zeytin yetiştiriciliği yapılan alanın yaklaşık yüzde 98’i ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasındaki ülkelerde yapıldığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Dünyada yaklaşık, 103 milyon dekar alanda 20 milyon ton dane zeytin üretilmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2013 yılı verileriyle, zeytin üretiminin yüzde 38,6’sı İspanya, yüzde 14,4’ü İtalya, yüzde 9,8’i Yunanistan, yüzde 8,2’si Türkiye, yüzde 5,8’i Fas, yüzde 5,4’ü Tunus, yüzde 4,1’i Suriye’de yapılıyor. Son beş sezon ortalamasına göre dünya zeytinyağı üretimi yaklaşık 3 milyon tondur. Türkiye’de 2012/2013 üretim sezonunda 201 bin tonla rekor seviyeye ulaşan zeytinyağı üretimi, 2013/2014 sezonunda 130 bin tona kadar geriledi. Zeytinyağı üretimi 2014 yılında yüzde 45,75 artışla 189 bin 481 tona yükseldi.”
Türkiye’de Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde zeytin yetiştirildiğini, üretimin önemli bir bölümünün Ege Bölgesi’nde yapıldığını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“İzmir, Aydın, Muğla, Manisa, Balıkesir, Hatay, Mersin, Çanakkale, Bursa üretimde önde gelen illerimizdir. Bursa ilimizde üretilen zeytinin tamamı sofralıktır. Mersin ve Manisa illerimizde de sofralık zeytin üretimi ağırlıktadır. Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir, Çanakkale ve Hatay illerimizde gerçekleştirilen zeytin üretiminin yüzde 75’inden fazlası yağlıktır.
TÜİK verilerine göre ülkemizde yaklaşık 140,7 milyon meyve veren, 28,3 milyon meyve vermeyen olmak üzere toplam 169 milyon zeytin ağacı mevcuttur. 2014 yılı itibarıyla 438 bin tonu sofralık, 1 milyon 330 bin tonu yağlık olmak üzere toplam 1 milyon 768 bin ton üretim gerçekleştirilmiştir. Son yıllarda yeni zeytin fidanlarının dikimi ve üreticinin zeytin üretimine özendirilmesiyle birlikte, ağaç sayımızdaki artışa bağlı olarak, üretimde de artış meydana gelmiştir. Toplam zeytin üretiminin yıllar itibarıyla ortalama yüzde 30’unun sofralığa, yüzde 70’inin de yağlığa ayrıldığı görülmektedir.”
Dünyada zeytin yetiştiriciliği yapılan alanın yaklaşık yüzde 98’inin Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasındaki ülkelerde yapıldığını belirten Bayraktar, “dünya üretiminde Avrupa Birliği ülkelerinin payının yıllar itibarıyla yüzde 65-70 arasında değişiyor” dedi.

-“Beslenme ve sağlıkta zeytinyağı çok önemli”-

Binlerce yıldır üretimi yapılan ve kutsal kitaplarda adı geçen zeytinin sıkılması ile elde edilen zeytinyağı içerdiği antioksidanlar, karotenoidler, fenolik bileşikler ve vitaminler bakımından beslenme ve sağlık üzerindeki öneminin büyük olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Zeytinyağı, içerdiği bileşikler nedeniyle oksidasyonu engelleyerek kötü kolesterolü azalttığı ve iyi kolesterolü artırdığı bilimsel çalışmalarda vurgulanmaktadır. Ayrıca, doymamış yağ asitlerinin özellikle meme, kalın bağırsak ve prostat kanserlerinde azalmayla yol açtığı yapılan çalışmalarda belirtilmektedir. Yağlardan alınan enerjinin günlük kalori ihtiyacının yüzde 30’unu aşmaması ve bunun da yüzde 60-70’inin zeytinyağından sağlanacak şekilde beslenilmesi uzmanlarca önerilmektedir.
Zeytinyağı, öncelikle hiçbir kimyasal işleme tabi tutulmadan yenilebilen tek bitkisel yağ olup, sıkıldığı haliyle tüketilebilmesi nedeniyle adeta bir meyve suyu özelliği taşımaktadır. Sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin uzmanlar tarafından da dile getirilmesiyle gelir seviyesi yüksek olan ülkelerde zeytinyağı tüketimi giderek artmaktadır.” 

-“Yağ açığının kapatılması için zeytinyağı devreye sokulmalı”-

Dünyada ve Türkiye’de insan sağlığına yönelik önemi her geçen gün biraz daha artan zeytinyağının tüketimini artırmak amacıyla yapılan çalışmaların olumlu sonuçlar verdiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Buna rağmen bu ürünün pahalı bir gıda maddesi olması, Türkiye’de margarin ve ayçiçek yağı tüketim alışkanlığı bulunması ve tanıtım faaliyetlerinin yetersizliği tüketiminin artmasını engelliyor. Türkiye’nin 2014 yılı itibarıyla yağlı tohum, ham yağ ve yağlı tohumların işlenmesi sonucu arta kalan küspelerin ithalatı için ödediği döviz miktarı 4,3 milyar dolar oldu.
Bitkisel yağ açığımızın kapatılması bakımından zeytinyağı devreye sokulmalı, iç tüketimin çeşitli tanıtım faaliyetleriyle daha da artırılması sağlanmalıdır.
Çiftçi üzerine düşeni yapıp, mevcut ağaç varlığını ve üretimi artırdı. Bunun karşılığında, çiftçinin maliyetlerini düşürecek her türlü tedbir alınmalıdır. İlaç, gübre, elektrik, sulama ve mazot fiyatları düşürülmeli, destekler artırılarak sürdürülmeli.”
0

Zeytin Yaprağı Çayı Nasıl Hazırlanır

Aktarlarda bulabileceğiniz kurutulmuş zeytin yaprağını ya da evde kendi kuruttuğunuz yaprakları çay hazırlamak için kullanabilirsiniz. 2 bardak zeytin yaprağı çayı için 2-3 çay kaşığı yaprak yeterli olacaktır. Yaprakları biraz ufaladıktan sonra kaynamış suya atın ve 5-10 dakika demlenmesini bekleyin. Daha sonra süzüp çayınızı içebilirsiniz. Etkisini görmek için günde 2-3 bardak tüketebilirsiniz.

Zeytin Yaprağının Sağlığa Faydaları

Harici olarak yaraların mikroplardan temizlenmesinde kullanılır. İyi bir antimikrobiyaldir ve bakteri, virüs ve mantarlara karşı oldukça etkilidir. Zeytin yaprağı özü güçlü bir antioksidandır. Bu etkisiyle vücudu ve bağışıklık sistemini güçlendirerek virüs yoluyla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlar. Sayıları yeterli olmamakla birlikte zeytin yaprağının faydaları hakkında yapılan bilimsel araştırmalar kan şekerini düşürdüğü, yüksek tansiyonu normal seviyelere çektiği yönünde sonuçlara sahiptir. Bu sayede kalp ve damar hastalıklarına karşı daha etkin bir mücadele için destek sağlar.

Zeytin Yaprağının Tarihi

Zeytin dalları tarih boyunca barışın simgesi olarak kullanılmış ve günümüzde hala bu sembolik anlamı ile kullanılıyor. Yıllar içinde zeytin barış, bilgelik, yücelik, bereket, güç ve saflık sembolü olmuştur. Yine tarih boyunca savaşlarda yaralanan askerlerin tedavisinde ve sıtmayla mücadelede yoğun olarak kullanılmış.
Zeytin ağacından bahsedilen ilk yazılı kaynak İncil. İncil’de ağaç “Hayat Ağacı” olarak tasvir edilmiş. Aynı zamanda Kuran’da an-Nur süresinde “mübarek bir ağaç” olarak bahsediliyor. Zeytin doğal olarak Türkiye, İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi Akdeniz ülkelerinde yetişmekle birlikte meyvesi için 1800’lü yıllarda Kaliforniya’da yetiştirilmeye başlanmış. Şu anda dünyada Akdeniz iklimine yakın iklimlerde yetiştirilmekte. Ağaç ve yapraklarından Yunan mitolojisinde sık sık bahsedilmektedir.

Zeytin Yaprağının Yan Etkileri

Zeytin yaprağı ekstresi ve çayı kullanımının yan etkileri konusunda kaynak sayısı çok azdır. Bu nedenle gebelik ve emzirme dönemindeki kadınların kullanması tavsiye edilmez. Safra taşınız varsa doktorunuza danışmadan kullanmayınız. Şeker ve tansiyon hastalarının zeytin yaprağı çayı içmeye başlamadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları gerekmektedir. Çünkü çay şeker ve tansiyon ilaçları ile etkileşime geçerek bu ilaçların etkisini tehlikeli boyutlarda arttırabilir. Bu hastalıklar dışında kalan bir hastalık nedeniyle düzenli olarak ilaç kullananların tedbiri elden bırakmamak adına doktora danışması tavsiye edilir.
0


Çocuklar için beslenme, yetişkinler için olduğundan çok daha önemlidir. Çünkü, çocukluktaki beslenme, tüm yaşamı etkiler. Yaşamın ilk yıllarında beynin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi, beslenmeyle doğrudan bağlantılıdır. Çocuk beslenmesinde yağlar, yaşamsal bir rol oynar. Zeytinyağı, bu açıdan da vazgeçilmez bir besindir. Yaşamın temel koşulu, vücut hücrelerinin sürekli olarak kendilerini yenileyebilmeleridir. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde çok hızlı olan hücre yenilenmesi, yaş ilerledikçe azalır ve yavaşlar. Çocukları raşitizmden korur. Siyatik, mafsal ağrılarına iyi gelir; zeytinyağı tortusu sürülür. Günde birkaç damla zeytinyağı bebeğin gelişimine büyük katkı sağlar. İçerdiği linoleik asit yüzdesi nedeniyle anne sütüne benzeyen zeytinyağı, inek sütüne katıldığında anne sütüne yakın değer elde edilir. Sütü kesilen anneler yağsız inek sütüne biraz zeytinyağı katıp bebeğe verilebilir. Anne sütünde de bulunan E vitamini ve oleik asit içeriği ile zeytinyağı, normal kemik gelişimine katkıda bulunur. Anne karnında ve doğumdan sonra bebeğin beyninin olduğu kadar, genel olarak sinir sisteminin gelişimini de desteklediğinden, gebe ve emziren annelere özellikle yararlıdır.


0




Zeytinyağlı Kereviz Yemeği Tarifi İçin Malzemeler

1 kilo kereviz
1 adet havuç
2 adet soğan
3- 4 adet patates
Yarım çay bardağı zeytinyağı
1 adet kesme şeker

Zeytinyağlı Kereviz Yemeği Tarifi Yapılışı
Kerevizlerin kabuklarını soyup, küp şeklinde doğruyoruz. Yeşilliklerini de doğruyoruz. Yıkayıp hepsini süzüyoruz. Tencereye sıvı yağ kızdırıp, soğanları kavuruyoruz. Havuçları ekleyip onuda kavuruyoruz. İçine 1 adet kesme şeker atıp karıştırıyoruz. Üstünü az geçecek kadar sıcak su koyuyoruz. Kerevizleri koyup önce kaynayana kadar harlı ateşte, kaynadıktan sonra kısık ateşte pişiriyoruz.
0


ZEYTİN AĞACININ YAŞAMI
ZEYTİN AĞACININ YAŞAMI
Ekilmeden, kendiliğinden yetişen zeytine; yabani zeytin veya delice (oleaster) denir. Köylülerin dağdaki deli zeytini sıkıp çıkardıkları ve ilaç gibi kullandıklarıyağa da "çoral" denir. Delice, aşılanıp-ıslah edilerek, kültür bitkisine(sativa) dönüştürülüp, daha verimli bir hale getirilebilir. Fidandan, dikme olarak yetiştirilenzeytin ağacıkazık kök yapmaz ve çabuk yıkılır. Oysa dağda, tohumdan üreyen zeytin ağacı; kazık köklüdür, yerinden kolay sökülmez.

Zeytin ağacı, meyvesinin etli kısmından ve çekirdeğinden elde edilen, altın sarısıyağı olan, çok değerli bir ağaçtır. Uygun koşullarda yetiştirilirse, ekimini izleyen 5-6 yıl içinde, meyve verecek duruma gelir. Zeytin ağacının verimli hale gelmesi, 20 yılı bulur ve giderek de verimi artar. 35-150 yıl arası, ağacın olgunluk ve tam verim dönemidir. Sonra, daha yüzlerce yıl yaşar. Oldukça uzun bir yaşamı vardır. Yaşlanınca da tabii ki verimi azalır.
Zeytin ağacı, bir yıl bol ürün verirken, arkasından gelen yılda adeta dinlenir ve verimi azalır. Sonuçta, bir yıl çok, bir yıl az ürün verir. Buna Periyodisite denir. Bu durum, halk arasında var yılı ve yok yılı olarak adlandırılır.
Zeytin ağacı, çok özel bir ağaçtır. 1000 yaşına kadar yaşayabilir. 3000 yaşında zeytin ağaçları bulunduğu, bazı araştırmacılar tarafından ifade edilir. Zeytin ağacının uzun yaşamı, yapraklarındaki, oleuropein maddesine dayanır. Bu maddezeytin ağaçlarını, hastalık ve zararlılardan korur. Ayrıca yapraklarından çıkan kalsiyum elenolaten maddesi, zararlı virüs, bakteri ve mantarları yok eder.

YAŞADIĞI COĞRAFİ KOŞULLAR
Zeytin ağacı, genellikle rakımı düşük coğrafyalarda yetişir. Ancak denizden 1000 metre yükseklikte de, zeytin tarımı yapılabilmektedir. Türkiye'de, 800 hatta 1000 metreye kadar zeytin yetişmektedir. Zeytin, özellikle 400 metrenin altındaki alçak alanlarda, daha verimli olur. Zeytin ağacı için, yetiştirilmeye elverişli coğrafya; yazları sıcak, kışları ılıman geçen iklimlerdir. Zeytinsuyu sever, ama susuzluğa da dirençlidir. Aynı ölçüde verimli olamasa bile, zeytin ağacı, kendisini, bölgenin iklim yapısına uydurmayı başarır.
Zeytin ağacının en büyük düşmanı, dondur ve -12°C'de kururZeytin ağacına, fakir toprakların zengin ağacı denir. Sulanınca, verimi artar. Su yetersiz olunca da, ufak-buruşuk tane verir. Zeytin ağacıyayla ve tepelerde iyi gelişir ve bol ürün verir. Böyle yerlerde, yağ oranı da yüksek olur. Sofralık zeytin çeşitleri için düzlükyerler, daha uygundur.
ZEYTİN AĞACININ GÖVDESİ
Zeytin ağacının gövdesi, işlevsel olarak birbirinden bağımsız, farklı kısımlardan oluşmuş bir kümedir. Böylece, gövdenin şekli, her bir ana dalın gelişmesine göre dinamik bir şekilde değişmektedir. Ağaç gövdesinin, toprak altında kalan kısmına; turp, bunun etrafındaki şişkinliklere; yumru denilir. Zeytin ağacının herhangi bir kısmı, kök yapma özelliğine sahiptir. Zeytin ağacının, ana kökü, sürekli yeni kökler vererek, gövde ve dalları besler.
Dayanıklı ve kolay çoğalan bu ağaç; yaşlansa, gövdesi çökse, kurusa, gövde yumrularından ve köklerinden fışkıran sürgünlerle canlanır, yeni bir ağaç olarak ortaya çıkar. Odunu, sert ve sağlamdır. Erozyona karşı mücadelede de, en uygun ağaç türüdür. Orman yangınlarına dayanıklıdır. Yanan ağaçlar, kısa sürede sürgün verirlerYaşlı zeytin ağaçlarının, gövdelerindeki öz kısımları, öteki ağaçlarda olduğu gibi boğumlaşmaz, zamanla çürür gider. Bu nedenle, gövde kesitindeki yıl çizgilerini araştırıp, zeytinin yaşını bulmak zordur. 
Zeytin ağacının boyu, 10 metreyi bulur. Sık dallı, yayvan tepelidir. Genç zeytin ağaçları, geniş, kıvrımlı, yumrulu, yuvarlak tek gövdelidirler. Bazı yörelerde, ana kökten gelen üç ayrı gövdeli ağaçlar bulunur. Ağacın tacı (tepesi), yaklaşık olarak, artan boy kadar her sene genişler ve tacının 2-3 misli genişlikte, bir alana yayılabilir. Verimli topraklarda, taç açık ve asimetrik, verimsiz topraklarda ise daha yoğun ve yuvarlaktırSürgünleri, gri renkli, dikensiz ve hemen hemen üç köşelidir.

Zeytin
 ağacı, yüksek bir morfogenetik(genetik yapısı) güce sahiptir. Bu nedenle, yeniden şekil vermek için yapılan budamaya, gençleştirmeye, çok iyi cevap verir. Zeytin ağacı, sadece meyvesi ile değil; dalıyağıkökü ve yaprağı ile de, üreticisine katkıda bulunmaktadır.
ZEYTİN AĞACININ YAPRAKLARI
Zeytin ağacı, yaz-kış yapraklıdır. Hastalığa uğramazlarsa yapraklar, ortalama 18-30 ay yaşarlar. Dökülenin yerine yenilenen yapraklar, dayanıklıdır. Bundan dolayı, zeytin ağaçları, sanki yapraklarını, hiç dökmezmiş gibi daima yeşil görünür.Yaprakların, bir kısmı çıkarken, bir kısmı döküldüğünden bu durumun farkına varılmaz.
Yapraklar, küçük, yuvarlak veya hafifçe uzun, etli ve koyu yeşil bir renge sahip olmalarına sebep olacak kadar yüksek bir klorofil içeriğine sahiptirler. Zeytin yaprağı, yaklaşık 5-6 cm uzunluğunda ve orta kısmı 1-1.5 cm genişliğindedir.

Birçok çeşidin yapraklarının büyüklüğü; bitkinin yaşı, kuvveti ve çevresel şartlara göre önemli derecede değişiklik göstermektedir. Yapraklar, zeytin ağacının sağlık göstergesidir. Kurumaları, sararmaları, düşmeleri; ağacın iyi bakılmadığının, yeterli su almadığının, toprağın gübreye ihtiyacı olduğunun göstergesidir. Zeytin yapraklarıışık, yüksek veya düşük sıcaklık gibi, ekstrem çevre şartlarına karşı hassastırlar. Gelişmesinde ve fotosentez eğiliminde, belirgin bir azalma görülür.

Zeytin ağacı
nın, yanlızca meyvesi ve ondan elde edilen yağı değil; yaprağı da, insan sağlığı yönünden önemlidir. Bugüne kadar zeytin yaprağında, 100’e yakın madde elde edilmiştir. Yaprakta bulunan bu maddeler, zeytin çeşidine uygulanan kültürel tedbirlere, yetiştiği bölgeye ve hasat zamanına göre farklılıklar gösterir.
Yapraktaki: Oleuropein ve Özellikleri

Zeytin yaprağında, 60-90 mg/gr oranında, oleuropein bileşiği bulunmaktadır. En aktif antioksidanlarfenolik ve polifenolik bileşiklerdir. Oleuropein, başlıca polifenolik antioksidanlardan biridir ve yaprağın en etken fenolik bileşiğidir. Bu bileşik aynı zamanda terapötik (tedavi edici) etkiye sahiptir. Oleuropeinin içeriğindeki; elonoik asidin, antibakteriyelantifungal ve antiviral özellikleri, laboratuvar koşullarında kanıtlanmıştır. Bu özelliğiyle, doğal antibiyotik olduğu bilinir. Vücudun bağışıklık sisteminde, soğan ve sarımsak ile benzer etki gösterir.

Zeytin ağacının tamamında bulunan ve acı-buruk bir tadı olan oleuropeinzeytinin işlenmesisırasında uzaklaştırılır. Oleuropeinin içeriğinde bulunan elenolik asit ve oleuropein türevi olan kalsiyum elenolat, çok çeşitli mikroorganizma gruplarını uzak tutma özelliğine sahiptir. Zeytin yapraklarında da bulunan oleuropein maddesi ve hidrolizleri(molekülün su ile ayrışımı), antibiyotiklere direnç kazanmış mikroorganizmalar üzerinde, etkili ve çok değerli bir bileşendir.

Yaprak
ta, çeşitli flavonoidler bulunmaktadır. Fenolik ve flavonait bileşikler, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirip; hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlar. Yapraktaki oleuropeinin, antibakteriyel özelliği kullanılmaktadır. Zeytine uzun ömrünü verdiği söylenen, oleuropein maddesi, Avrupa'da, gençleştirici kremlerden, haplara ve sütlerin özelliklerini artırmaya yönelik olmak üzere, çok geniş alanlarda kullanılmaktadır.

Zeytinin yaprağında, tanen vardır. Meşe palamudunda da bol miktarda bulunan tanenler, aynı zamanda, antiseptik bileşiklerdir. Zeytinin yaprağında, uçucu yağlar, organik asitler ve rezin bulunur. Yaprakların çayı ve tentürü kullanılır. Asırlardır yetiştiği coğrafyalarda zeytinin yaprağı, ilaç olarak kullanılmaktadır. Zeytinin yaprağı, düşük basınç altında, az ısıyla kurutulursa, yaprağın, hem değerleri değişmez hem de acılaşmaz.
Zeytin Yaprağı Özü(Ekstrakt)

Zeytin yaprağı, eski çağlardan bu yana tedavide kullanılmıştır. Doğal antibiyotik ve antioksidanözellikler taşımaktadır. 
Zeytin yaprağı özü
(ekstraktı), zeytin ağacı yapraklarından, fiziksel ve kimyasal metodlarla elde edilir. Bu öz, yeşil toz görünümlü yaprak özüdür. Bu öztüm bileşikleri, saf olarak kapsamakla beraber; 250 mikrogram A vitamini, 40 mikrogram selenyum, 250 miligram C vitamini, 20 mg askorbil-palmitat içermektedir. Zeytin yaprağı özü, zeytin yaprağının bileşenlerini, konsantre olarak ihtiva etmektedir. Yani, 1 gr yaprakta, yaklaşık % 5 oleuropein bulunurken; 1 gr zeytin yaprağı ekstraktında bu oran, % 20’lere kadar çıkmaktadır. % 6-15 oranında oleuropein içeren kuru zeytin yaprağı özü, ticari olarak satılmaktadır.
Zeytin yaprağı ile ilgili çalışmalar devam etmekle beraber; yaprak önün, soğuk algınlığından aşırı yorgunluğa ve birçok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir. Zeytin yaprağıçay veya öz formunda alındığında; oleuropein, insan vücudunda bulunan iki enzim tarafından(esteraz ve beta –glukozidaz)elenoik aside dönüştürülür. Bu bileşik, güçlü bir antibakteriyal etkiye sahiptir. Özellikle de patojen bakteriler üzerinde, öldürücü bir etkiye sahip olduğu anlaşılmıştır.
ZEYTİN AĞACI ÇİÇEĞİ
İki tip çiçek vardır.
1.Normal çiçekler: Hem dişi hem de erkek organları vardır. Erselik, yani tamçiçek.
2.Erkek çiçekler: Sadece erkek organları vardır. Dişi organlar körelmiştir.
Dişi organ, iki karpellidir. Her karpelde döllenmeye ve gelişmeye elverişli, iki normal tohum taslağı bulunur. Fakat gelişmiş meyvelerde, yanlız bir karpel vardır ve içinde gelişmiş bir tohum bulunur.

Tam çiçeklenme, 15 Nisan-15 Mayıs arasında gerçekleşir. Çiçekler, baharın sonlarına doğru yaprakların altından, küçük beyazımsı-sarı renkli, kokulu, seyrek salkımlar halinde açar. Çiçeklenme, hemen hemen önceki mevsimde gelişen sürgünler üzerinde olmaktadır. Her salkımda, ortalama 10-15, en çok ise 25 kadar çiçek mevcuttur. Zeytin çeşitlerinin çoğunda, iki tip çiçek bulunmaktadır. İyi çiçeklenmenin olduğu yıllarda, çiçeklerin % 1-2’sinin meyve tutması, iyi bir ürün elde etmek için yeterlidir. Zeytinanemofil bir bitkidir. Yani, çiçeklerinintozlanması, genellikle rüzgârla gerçekleşir. Rüzgarların taşıdığı çiçek tozlarıyla döllenen çiçekler, etli ve yağlı meyve verir. Ortalama, yüz çiçekten, yalnızca beşimeyve verir.
KÖK SİSTEMİ
Tohumdan veya çelikten meydana gelmiş fidan kökleri, 3. ve 4. yaşına kadar daima dikine büyüme gösterirler. Daha sonra, bu köklerin yerine, yumruların oluşması ile saçakvari yeni bir kök sistemi meydana gelir.
Oluşan bu kök sistemi, hemen toprak yüzeyinin altında yer almaktadır. Zeytin ağacının, yaşına bağlı olarak kökler de büyümeye ve yayılmaya devam ederler.
Kök sisteminin dağılımı, toprağın bünyesine ve özellikle de havalanmasına bağlıdır. Havalanması iyi olan topraklarda kök sisteminin açısı, nispeten dardır ve kökler 6-7 m hatta daha da derine ulaşabilir. Daha az havalanan topraklarda, açı artar ve kök sisteminin derinliği azalır. Sulanan bahçelerde, kök sistemi yüzeyseldir ve 70-80 cm’lik kısımda yoğunlaşmaktadır.
Bir ana dalın çıkarılması, kendisine denk gelen kök sistemini zayıflatır. Yeni bir ana dalın gelişimiyle bağlantılı olarak, yeni kökler gelişecektir. Zeytin ağacı, toprak altındaki kök sistemi ve gövdesi ile bir bütündür.
ZEYTİN AĞACININ MEYVESİ: ZEYTİN
Zeytinin Yapısı
Meyve, önce yeşil, olgunlaştıktan sonra da parlak siyah bir renk alır. Etli meyvenin içinde, sert bir çekirdek vardır. Bir çiçek salkımı üzerinde; 3, 4, 5, bazen de bir tek meyve bulunur. Bir zeytin ağacı, yılda ortalama 20 ila 30 kg zeytin verir.
Zeytin; çeşidine, yetiştiği iklim, toprak, bakım yöntemleri ve olgunluk derecesine göre değişir. Zeytinin, fiziksel ve kimyasal özellikleri, aşağıdaki tablolarda verilmiştir:
Sadece zeytinde, acılık veren oleuropein maddesi bulunur. Oleuropeinde, şeker yapılı glikozit maddesi vardır. Zeytinacılık veren bu maddezeytin işlemden geçirilirken uzaklaştırılır. Isıtılmadan salamura içine konan zeytinde oleuropein, elenoic aside dönüşür.
Zeytinde bulunan fenolik bileşikler; bitkininözelliklerini, zeytinin rengini, besin değerini, zeytinyağının kararlılığını, mikroorganizmalara karşı dayanıklılığınıetkiler.
Fenolik Bileşiklerin Etkileri:
Zeytine; sertlik, renk, acı tat ve kendine özgü aroma verirler, kararlılığını sağlarlar. Oksidasyonu önlerler.
Zeytindeki serbest bileşenlerin miktarı; Zeytinin cinsine, iklim şartlarına gelişme koşullarına, olgunlaşma durumuna, zeytin işleme yöntemine ve depolama şartlarına bağlı olarak değişir. Zeytin, olgunlaştıkça, fenolik madde miktarı artmaktadır.
Fenolik Bileşenler:

Salamura siyah zeytinde               16.40 g/kg
Salamura yeşil zeytinde                4.48 g/kg
Siyah zeytin salamurasında           0.93 g/L
Yeşil zeytin salamurasında            1.36 g/L
Zeytinyağında                            100- 800 mg/kg
Zeytinyağı kara suyunda              2- 10 g/kg
Salamura, yeşil zeytindeki fenolik maddelerin tamamına yakınını (hidroksitirosol) oluşturur. Diğer fenolik maddeler ise az miktarda bulunur.

Zeytini, öteki çekirdekli meyvalardan farklı kılan bazı özellikleri vardır:
Zeytin tanesinin, şeker miktarı, % 2-6 arası iken, diğerlerinde bu oran, % 12 dir. Yağ oranı, zeytin çeşitlerinde % 15-30, diğer tek çekirdekli meyvalarda, ortalama % 1,5 oranındadır.

Zeytin, bir enerji deposu olmanın yanı sıra, bir çeşit yapı malzemesi oluşturan lipoproteinlerphosphrolipidler ve galactolipidler içerir. Zeytinin, bir tanesi, 0,76 protein, %14 yağ, % 8.5 karbonhidrat içerir. Proteini, görece az olsa bile, aminoasitler yönünden zengindir. Görmede büyük rol oynayan Adoğurganlıkta rol oynayan Ekanın pıhtılaşmasında rol oynayan K, C ve raşitizmi önleyen D vitaminlerini içermektedir.
Siyah ve Yeşil Zeytinin Mukayesesi(100 gr)

Sofralık Zeytin:

Zeytinin, ya tekniğine uygun olarak fermantasyona tâbi tutularak; ya da laktik asit veya katkı maddeleri ilave edilerek; yahutta, su içerisinde bekletilerek, acılığı giderilir.
Sofralık zeytin, yüksek oranda yağ içerdiğinden, kalori ve biyolojik değeri oldukça yüksek bir gıda maddesidir. Sindirimde önem taşıyan ham selüloz miktarı dengelidir. Kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum, demir, bakır gibi mineralleri yeterince içermektedir. Zeytinin rengi, kahvemsi eflatundan, siyaha kadar değişir. Zeytin, kendisini Güneş'ten korumak için, daha çok yağ üretir. Dolayısıyla Güneş ışığının fazla olduğu bölgelerdeki zeytinler, daha yağlı olur.

Zeytin İşleme Şekilleri

Alkali İle İşlemi:
 Tam olgunlaşmamış, olgunluğa ermek üzere iken veya olgunlaşmış zeytinlerin acılığıalkali çözeltisi ile kısmen veya tamamen giderilir.
Fermente Zeytin: Acılığı, alkali kullanılmaksızın; su, asitli su, tuzlu su ile fermantasyona tabi tutularak, giderilir. Yahut tuzlu suya hava vererek, fermantasyonla, yahutta doğrudan tuz ile temas ettirilerek, sofralık zeytin elde edilir.

Oksidasyon İşlemi: Yeşil, rengi dönük zeytin (pembe) veya siyah olgunluk döneminden önceki zeytin, önce alkali işleminden geçirilir; daha sonra oksidasyon ile karartılarak, elde edilir.

Piyasaya sunuş şekillerine göre zeytin; Sele, Fason Grek, Hurma, Kalamata usulü, Kırma, Çizik, Karışık, Salata zeytin olarak isimlendirilir.

Kaliteli Zeytin Tanesi Nasıl Olmalı? 

Ebat
: Boyu 2 - 2,5 cm, çapı ise 1.5-2 cm yani tombul olmalıdır.
Çekirdek: Küçük olmalı ve çapı 1 cm den büyük olmamalıdır. Zeytinin çekirdeği, ne kadar küçük olursa, cinside o kadar kaliteli ve üstündür.
Hijyen: Zeytin taneleri, kirli, kokuşmuş, özellikleri kaybolmuş, kurtlanmış veya küflenmiş olmamalıdır.
Dayanıklılık: Zeytinler, dayanıklı olmalı, hemen erimemelidir. Tanenin şeker oranı yüksek, yağ oranı düşük olmalı.
Renk: Toplanma rengi, yeşil ile hafif kahverengimsi olmalı, hafif kızarmış alacalı olmalıdır.
Eti: Zeytin tanelerietli olmalı, etli kısmı çekirdekten kolay ayrılmalıdır.
Dirilik:  Zeytin taneleri, diri olmalı, pörsümüş bir halde olmamalıdır.
Kabuk Kalınlığı: İnce kabuklu, esnek olmalı ki darbelere, salamuraya ve alkalilere dayansın ve ağızda erisin.
Tatlandırmada Kullanılan Malzeme: Tabii malzeme olmalı, asla herhangi bir kimyasal kullanılmamalıdır.
Zeytin Ne zaman Toplanır?
Sofralık zeytinler, tam olgunluk zamanında hasat edilmelidir. Hasat, yeşil zeytinlerde, zeytin rengi yeşilden açık yeşil renge döndüğü zaman yapılır. Önce iri zeytinler toplanır, daha sonra irileşenler zaman içerisinde toplanır. Siyah sofralık zeytinlerin hasadı, tanenin iyice siyahlaştığı; et kısmında menekşemor renk almağa başladığı zaman ve tane buruşmadan yapılır. Zeytin tanesinin, bir ucundan basıldığında, diğer ucundan çekirdeğin çıkması, hasat zamanının geldiğini gösterir.
Kahverengi, bordo veya çok koyu olmayan siyah renk, zeytinin doğal olarak fermente edilip, tatlandırılmış zeytin olduğunu gösterir. Çok koyu siyah renkteki çekirdek ise, renk kararması için boya kullanıldığını göstermektedir.

"Eşek Zeytini" Ya Da "Teke Zeytini"

Eşek zeytiniBalıkesir, Aydın, Muğla'da yetişir. Büyük çekirdekli bir zeytindir. Yağı az olur. Bu nedenle, sofralık siyah salamura ve çizik yeşil zeytin olarak tüketilir. Ekonomik bakımdan, önemli bir zeytin çeşidi değildir. Bu zeytin çeşidinin polenleri, bir ağaçtan öbürüne konan arılar aracılığıyla, "damızlık" gibi de kullanılarak; diğer verimli zeytinler döllenir.
Hurma Zeytini
Hurma, hasat edildiğinde, hiçbir işlemden geçmeksizin hemen yenilebilen tek zeytin çeşididir. Zeytin taneleri, ağaçta iken, yörenin ekolojik koşullarının yardımıyla, kendiliğinden yenecek duruma gelir. 
Zeytinler, ağaç üzerindeyken, taneler üzerinde üreyen özel bir mantar türü (phomo oka) gelişir. Böyle ağaçlara halk dilinde "sünnetli" denilir. Bu küf, tanelere acılık veren "oleuropein maddesi"ni parçalar ve zeytinin acılığını alır. Salamurasız olduğu için, yüksek tansiyonkalp ve böbrek hastalığı çekenlere iyi gelen hurma zeytini, günümüzde, çok çıkmadığı için piyasada pek bulunmaz. Türkiye'de gerçek hurma ze
Zeytin ağacıyaprağından çekirdeğine kadar tümüyle değerlidir ve değerlendirilmektedir. Zeytin ağacından, tabak, kaşık, çatal, masa, yakacak odun; meyvesinden, sofra zeytini çeşitleri; zeytin çekirdeğinden, tesbih, bilezik, kolye; zeytinyağından, besin, besin koruyucu, sabun; küspesinden, gübre ya da yakacak elde edilir.
Hiçbir unsuru zayi edilemeyecek derecede kıymetli olan zeytin ağacı; yerine göre süs, yerine göre yiyecek, yerine göre yakacak olurken; zamanımızda giderek artan bir şekilde, hastalıklara karşı ilaç ve kozmetikte, temel madde olarak kullanılmaktadır.
Sonuç olarak; zeytinzeytinyağı ve zeytin yaprağının, kanser başta olmak üzere, hastalıklara karşı sağlığımızın koruyucusu; yaşamımızın vazgeçilmez "üç altın sarısı"ndan birisi olduğunu; bilimsel araştırmalarla biliyoruz. Ve yine biliyoruz ki, yapılmakta olan yeni bilimsel çalışmalar, bu iddiamızı güçlendirecektir. Zira zeytinyağıbal gibi, Alemlerin Rabbi'nin bize hediyesi, Nuru'nun yakın bir türevidir.






























0




Merhabalar,

Öncelikle sağlıklı ve mutlu bir yaşam dilerim.

Bu dileğimin geçerli olması için güncel  beslenme alışkanlıklarınızda zeytinyağı sofranızda ne kadar yer alıyor bunu kendinize sorun. Burada amaç sağlıklı bireyden yola çıkıp sağlıklı aile ve sağlıklı toplum sonucuna nasıl ulaşırız.

Sofralarda katkısız katışıksız doğal hali ile zeytinyağı ile beslenmek bugün, bu ay , bu yıl, 5 yıl , 10 yıl,50 yıl gibi süreler geçince bireyde  ve ailede temel sağlık durumlarında ne gibi olumlu katkılar yapıp toplum sağlığını nasıl etkileyecek, beden ve ruh sağlığımız  nasıl olacak sizlerle bu durumu değerlendirmek isterim.

Zeytin sevgisi denilen olgu bizde 2007 yılında Kazdağlarına yolumuz düşünce başladı.
0







Zeytinyağı içerdiği yağ asitleriyle ana sütününkine eşdeğerli olup çocuklarda kemikleri güçlendirir.
Zeytinyağı içerdiği E Vitamini, çocukların sağlıklı büyümelerini sağlar.
Zeytinyağı kandaki LDL kolesterolünü azaltırken HDL kolesterolünü artırır, kalp hastalığı riskini azaltır.
Zeytinyağı damar tıkanıklıklarını önlemede yardımcı olur.
Zeytinyağı tansiyonun kontrol altında tutulmasında önemli rol üstlenir.
Zeytin zeytinyağı kanseri önleyici maddeler içermektedir.
Zeytin ile zeytinyağı bedenimizdeki kireçlenmeleri önler.
Zeytinyağı triğliserid metabolizmasına olan tesiriyle deri, kalın bağırsak ve meme kanseri riskini azaltır.
Zeytinyağı mide üzerine olan tesirleri sebebiyle ülser oluşma riskini azaltırken, mevcut ülserin de iyileşmesini kolaylaştırır.
Zeytinyağı sindirimi kolaylaştırır, sindirim için gerekli olan mide asitlerini azaltmaz, sindirime yardımcı olan salgıları destekler.
Zeytinyağı kabızlığı önleyerek, bağırsakların daha düzgün çalışmasını sağlar.
Zeytin ile zeytinyağı safra kesesini kolesterolden temizler. Zeytinyağı safra kesesinin düzenli boşalmasını sağlaması sebebiyle kesede taş oluşma riskini azaltır.
Zeytinyağı inflamatuar sitokinler üzerindeki düzenleyici tesiri ile romatoid artrit gibi otoimmün hastalık oluşumunu azaltır.
Zeytinyağı içerdiği çok sayıdaki antioksidan maddeyle hücrelerimizi yeniler, doku ve organlarımızın yaşlanmasını geciktirir.
Zeytinyağı güzelliğimize katkıda bulunur, cildimizi ve saçlarımızı besler, cildin canlılığını ve saçlarımızın gürleşip parlamasını sağlar.
Zeytinyağı zaten halk arasında da yıllardan beri birçok saç ve deri hastalığında kullanılmaktadır.
Zeytinyağı ve materyalinin henüz keşfedilmemiş başka özelliklerinin de olduğuna inanılmaktadır buözellikler ortaya çıktıkça, tüketimi daha da artacak yeni ilâç, tedavi metotlarının geliştirilmesi için yol gösterici olacaktır.
0









Zeytin ağacı yaklaşık 1000 yıla kadar yaşayabilen, meyvesi ve
ondan elde edilen yağı bir mucizenin adıdır.

Bu meyveyi yiyenler ve bu meyvenin suyunu tüketenler sağlıklı bir hayatın sahibi olurlar.  Kutsal kitaplarda ayetlerde adı geçen zeytin ağacı ve onun meyvesi hayatın sembolüdür.

Zeytinyağında bulunan yağ asidi, insan bedeni için yararlı, doğadaki tek organik asittir. Bu asit özellikle, tükettiğimiz besinlerin kan yoluyla damarlarda akıp, hücrelere taşınırken bıraktığı tortuları, plakları ve kötü kolesterolleri parçalayıp temizleyen bir açıcıdır.

Düzenli zeytinyağı tüketimi ile damarlarımızda tortu ve plak birikmez, sağlanan bu devamlı temizlik ile her daim açık olan damarlarımız, sağlıklı ve zinde bir bedene sahip olmamızın nedenidir.

Çocukluktan itibaren tüketilen zeytin ve zeytinyağı ileriki yaşlarda mucizenin ve gençliğin iksiri gibidir.

Zaten zeytinin ve zeytinyağının kutsallığı da buradan gelir. Zeytin ağacının bir diğer adı da “Ölmez Ağacı”dır

0

Cumhuriyet ve zeytincilik
Bilirmisiniz ki cumhuriyetin en önemli kanunlarından biridir zeytinliklerin durumu ile ilgili yapılan kanun. Üretime muhtaç bir ülkenin binyılların ürünü zeytin ve zeytinyağında ki mucize gibi şifanın, bereketin ekonomik verimliliğin bir an önce Anadolu topraklarında tekrar hayat bulması adına yapılmıştır ve devlet zeytinlik arazilerde ağaç diken insanlara zeytini ve ağacı sizin olsun demiştir ve yeter ki dikin ve zeytini yetiştirin diye.
Adına zeytin sevgisi dediğimiz duygu  kazdağlarının güney ucunda Yeşilyurt köyünde başladı. Rahmetli Tayfun Talipoğlunun Bamteli Yolkonağı kurduğu köyde, ve sevgimiz büyüdü büyüdü. 
Dünyanın en kaliteli zeytinlerinin yetiştiği ve en güzel en şifalı zeytinyağlarının aktığı körfezin incisinde tanıdık sevdik biz zeytinleri.

kazdağlarının güney ucu  Küçükkuyu beldesi Yeşilyurt köyü  bir gelenin birdaha ayrılmak istemediği cennet


Zeytin berekettir zeytin umuttur  açılan çiçekler bir de zeytine durursa

Zeytinyağı mucizedir kimyasında sakladığı özü ölümsüzlük iksiri gibidir.


Yeşilyurt köyü muhtarımız sayın Suat Can tam bir zeytin ve zeytinyağı uzmanı tarladan gelen adam 

Bir zamanlar Güre beldesinde nefis zeytinlerin mucize zeytinyağına döndüğü fabrika  artık şimdilerde tarihi bir kalıntı gibi 1900 lü yıllarda üretimin emeğin alın terinin mucizeye döndüğü yer



Kazdağlarından gelen zeytinyağı mucizesini bu tadımlık şişelere doldurup dostlarımıza gerçek zeytinyağı nasılmış tattırmak istedik.

zeytinyağı belli bir ısının altına düşünce kristalleşir bu içindeki zeytin meyvesinin parçacıklarıdır aslında  asitlik derecesine göre donma ısısı farklılık gösterebilir. Gerçek zeytinyağı içinde başka bir madde yoksa bu şekilde kristalleşir ve oda sıcaklığına erişince tekrar yağ biçimine döner.




0




















Merhabalar.
Öncelikle sağlıklı ve mutlu bir yaşam dilerim. 
Bu dileğimin geçerli olması için güncel  beslenme alışkanlıklarınızda zeytinyağı sofranızda ne kadar yer alıyor bunu kendinize sorun. Burada amaç sağlıklı bireyden yola çıkıp sağlıklı aile ve sağlıklı toplum sonucuna nasıl ulaşırız.
Sofralarda katkısız katışıksız doğal hali ile zeytinyağı ile beslenmek bugün, bu ay , bu yıl, 5 yıl , 10 yıl,50 yıl gibi süreler geçince bireyde  ve ailede temel sağlık durumlarında ne gibi olumlu katkılar yapıp toplum sağlığını nasıl etkileyecek,beden ve ruh sağlığımız  nasıl olacak sizlerle bu durumu değerlendirmek isterim.
Zeytin sevgisi denilen olgu bizde 2007 yılında Kazdağlarına yolumuz düşünce başladı.
Zeytinlik arazi oluşturma çabalarımız nedeniyle zeytinyağı ile tanıştık ve mucizelerine tanık oluk.
2008 yılında aile doktorumuz ile bir görüşme sırasında devlet teşviği ile her  ay her aileye 1 litre zeytinyağı tüketimi sağlanırsa  10 yıl sonra bir çok hastalığın temelden onarılabileceğini ve ilaç kullanımının düşebileceğini söyledim biraz da bilgiçlik yaparak. Doktorumuz da bana dedi ki" sen zeytinyağının mucizevi şifası ile yaşamaktan bahsediyorsun ama  devlet  düne kadar memlekette tütün üretimini teşvik etti" deyince işte o zaman ben nasıl bir toplumda yaşayıp nasıl değerlere sahip olduğumuzu anladım ve susup öylece kalkıp gittim.
Düşünün bir yanda ölümden gayri her derdin şifası gibi zeytinyağı var  bu sofralarda tüketilmiyor ve bir tarafta tütün denilen bir bitki var bilmem kaç çeşit zehir içeriyor ve bazı kanser türlerinin ana sebebi olması nedeniyle zararlı bir madde ama devlet üretimini teşvik ediyor. Öte yanda zeytinyağı var  mucize şifası ile sofralarda tüketilince bazı kanser türlerinin olmamasına neden olduğu gibi kalbin ve damarların resmen sigortası. bu devlet hangi mantıkla tütüne teşvik vermiş yıllarca bunu soruyorsun ve neden zeytin üretimi için ve zeytinyağı için teşvik yok bunu da soruyorsun. Bireyin sağlığı eşittir ailenin sağlığı  o da eşittir toplumun sağlığı.
kalp damar hastalıkları yok denecek kadar azalmış, kansere yakalanma riski azalmış ömürler kaliteli ayaklar yere sağlam basıyor iş te bu neden gerçekleşmiyor. Ben bu zeytin ve zeytinyağı ile tanıştıktan sonra bunları sordum hep. Ve zeytin sevgisi oluştu  ve bu sevginin ürünlerini hep paylaşmak istedim. Altta görülen resmi ben çektim ve iyi zeytinyağı hakkında bir sunum yapıp bilgilendirme yapmak istedim ve bu sayede bilinçli bir tüketici oluşmasında desteğimiz olursa ne mutlu bize.
ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI NEDEN BİR MUCİZEDİR? NEDEN KUTSALDIR ?
Zeytin ağacı yaklaşık 1000 yıla kadar yaşayabilen, meyvesi ve
ondan elde edilen yağı bir mucizenin adıdır.
    Bu meyveyi yiyenler ve bu meyvenin suyunu tüketenler sağlıklı bir hayatın sahibi olurlar.  Kutsal kitaplarda ayetlerde adı geçen zeytin ağacı ve onun meyvesi hayatın sembolüdür.
       Zeytinyağında bulunan yağ asidi, insan bedeni için yararlı, doğadaki tek organik asittir. Bu asit özellikle, tükettiğimiz besinlerin kan yoluyla damarlarda akıp, hücrelere taşınırken bıraktığı tortuları, plakları ve kötü kolesterolleri parçalayıp temizleyen bir açıcıdır.
       Düzenli zeytinyağı tüketimi ile damarlarımızda tortu ve plak birikmez, sağlanan bu devamlı temizlik ile her daim açık olan damarlarımız, sağlıklı ve zinde bir bedene sahip olmamızın nedenidir.
      Çocukluktan itibaren tüketilen zeytin ve zeytinyağı ileriki yaşlarda mucizenin ve gençliğin iksiri gibidir.
       Zaten zeytinin ve zeytinyağının kutsallığı da buradan gelir. Zeytin ağacının bir diğer adı da “Ölmez Ağacı”dır

       Natürel Sızma Zeytinyağı
 0.8 asit e kadar olan zeytinyağlarını tanımlamak için kullanılır ve genellikle ilk hasat zeytinlerden elde edilen doğal bir meyve suyudur.
       
         Natürel Birinci Zeytinyağı
 Asit oranı en fazla 1 ile 2 arasında olan, daha kıvamlı bir zeytinyağını tanımlar. Bu yağlarda da natürel sızma yağlar gibi herhangi bir arıtma işlemine ihtiyacı olmadan üretilen, doğal yağlardır ve bu sebeple daha yoğun olur.
       Size sunduğumuz natürel birinci zeytinyağımız, vitamini tam, aroması Edremit Körfezi, Küçükkuyu bölgesine   hastır.
       Daha ziyade olgun hasat edilen zeytinlerden sıkılan Natürel Birinci Zeytinyağında, Zeytinyağının kendine özgü kıvamını ve zeytin meyvesindeki tadın aromatik nefasetini daha fazla hissedersiniz.
       Kıvamının tersine, yemek ve kızartmalarınıza lezzet ve hafiflik katacak olan Natürel Birinci Zeytinyağı, zengin meyvemsi tadı  ve içerdiği vitaminlerle en ideal yağdır.
       Özellikle tahıllı ve kırmızı et ile  beslenme geleneği olan yöre insanlarının(iç batı Anadolu,orta Anadolu gibi)damarlarda plak ve tortu birikmesi muhtemelen daha fazladır. Natürel Birinci Zeytinyağı asit oranı bu tip beslenme alışkanlığı olan bireyler için çok daha faydalıdır.
       Bu durumu  önleyen tek organik asit zeytinyağında olması nedeniyle 1 ile 2 asit arası Natürel Birinci Zeytinyağı kalp damar sağlığı açısından etkin bir temizlik görevini yerine getirir.  
     Natürel Birinci Zeytinyağını, sabah kahvaltıda çökelek karmasında, salatada ve özellikle sebze yemeklerinde ayrıca makarna tabanı için tüketmeye önerdiğimiz bir yağdır.
           Doğal ve sağlıklı beslenmenin başlangıcı zeytinyağıdır öyle ki, damarların sigortası kalbinizin kaskosu gibidir. Lütfen dikkat;
Zeytinyağınızı Saklarken ışık almayan havadar ve serin bir yerde kapalı bir şekilde olmasına dikkat ediniz. Güneş ışığına doğrudan bırakılan, aşırı sıcak ortamlarda bulundurulan zeytinyağının tazelik ve nefaseti kaybolur, besleyici özellikleri uçar ve yağımız bozulur.
Zeytinyağı çok yararlı bir alışkanlıktır, hiç bırakmadan tüketiniz
Sağlık ve mutluluk kaynağı Natürel Birinci zeytinyağı.
Bu yazı  sosyal sorumluluk bilincinden hareketle  daha sağlıklı bir birey ve toplum oluşumuna katkı sağlamak amacı ile  eldeki bilgilerin derlenip zeytinyağı tüketiminin özendirilmesi adına oluşturulmuştur.Ramazan EFE 14/02/2017 
ZEYTİN ZEYTİNYAĞI VE SAĞLIK


Zeytinyağı içerdiği yağ asitleriyle ana sütününkine eşdeğerli olup çocuklarda kemikleri güçlendirir.



Zeytinyağı içerdiği E Vitamini, çocukların sağlıklı büyümelerini sağlar.



Zeytinyağı kandaki LDL kolesterolünü azaltırken HDL kolesterolünü artırır, kalp hastalığı riskini azaltır.



Zeytinyağı damar tıkanıklıklarını önlemede yardımcı olur.



Zeytinyağı tansiyonun kontrol altında tutulmasında önemli rol üstlenir.



Zeytin zeytinyağı kanseri önleyici maddeler içermektedir.



Zeytin ile zeytinyağı bedenimizdeki kireçlenmeleri önler.



Zeytinyağı triğliserid metabolizmasına olan tesiriyle deri, kalın bağırsak ve meme kanseri riskini azaltır.



Zeytinyağı mide üzerine olan tesirleri sebebiyle ülser oluşma riskini azaltırken, mevcut ülserin de iyileşmesini kolaylaştırır.



Zeytinyağı sindirimi kolaylaştırır, sindirim için gerekli olan mide asitlerini azaltmaz, sindirime yardımcı olan salgıları destekler.



Zeytinyağı kabızlığı önleyerek, bağırsakların daha düzgün çalışmasını sağlar.



Zeytin ile zeytinyağı safra kesesini kolesterolden temizler. Zeytinyağı safra kesesinin düzenli boşalmasını sağlaması sebebiyle kesede taş oluşma riskini azaltır.



Zeytinyağı inflamatuar sitokinler üzerindeki düzenleyici tesiri ile romatoid artrit gibi otoimmün hastalık oluşumunu azaltır.



Zeytinyağı içerdiği çok sayıdaki antioksidan maddeyle hücrelerimizi yeniler, doku ve organlarımızın yaşlanmasını geciktirir.



Zeytinyağı güzelliğimize katkıda bulunur, cildimizi ve saçlarımızı besler, cildin canlılığını ve saçlarımızın gürleşip parlamasını sağlar.



Zeytinyağı zaten halk arasında da yıllardan beri birçok saç ve deri hastalığında kullanılmaktadır.



Zeytinyağı ve materyalinin henüz keşfedilmemiş başka özelliklerinin de olduğuna inanılmaktadır bu

özellikler ortaya çıktıkça, tüketimi daha da artacak yeni ilâç, tedavi metotlarının geliştirilmesi için yol gösterici olacaktır.







0